Nerden Bileceksin(şiir)







NERDEN BİLECEKSİN

 

Nerden bileceksin şehrin sokaklarında

Kaybolan ışıkların gözlerim olduğunu

Her seher yüreğimde açan karanfillerin

Her akşam ellerimde sararıp solduğunu

Nerden bileceksin/Nurullah Genç

                                  

Dağların pileli eteklerinde

Kardelen yalnız menekşe yalnız

Bir gül yetiştirmek için

Kahverengi köy okullarında

Toprak olduğumuzu nerden bileceksin

 

Ukala bakışlarınızı hissetmekteyim

Lavaş sinmiş yüreğimin üstüne

Sıcak fırın ekmeklerini bölerken ikiye

Ekmeksiz çorba içtiğimi

Nerden bileceksin

 

Her sabah telaş çağırır beni

Koyu karanlık düşünceler çöker üstüme

Sıcak şofben altında yüzün yıkarken

Üç köy öteden su taşıdığımı

Nerden bileceksin

 

Akşam olur hüzün çöker geceye

Kelimeler intihar etmiş, meydan okur heceye

Umutlarım ,sevdalarım kapanmışken secdeye

Göz yaşlarımın buz tuttuğunu

Nerden bileceksin

 

Soba başında pervane olan

Birinci sınıf öğrencisinin

Donmuş ayak parmaklarının isyanına

“Ayaklayım” çığlığını

Nerden bileceksin

 

 

Bir titreyen el

Bir parlayan yürek,  sıkıntılı

Gri koridorlarında

Yeşil,kara,ela, mavi gözlerin

Ta derinden

Seni seviyorum öğretmenim dediğini

Nerden bileceksin

 

Ne aşkla heyecanla okuyup üniversiteyi

Her şeyi geride bırakıp

Yeniden ilkokul okuduğumuzu

Nerden bileceksin

 

Günaydınla başlar her gün sevdam

Yalnız kalem tutar elim

Yalnız sevgi taşır yüreğim

Yalnız beyaz dağıtır gözlerim

Kaç kere namlular çevrilmişken sineme

Ölüm acısını duyarken iliklerim

Nesrinin Hantepe’de yere yığıldığını

Nerden bileceksin

 

Sen dağlar ardı öğretmeni

Boş sokaklarda dolaşırken

Kimler geçer yanından habersiz

Bu öğretmen midir? Giden kimdir?

Sevgilerini yüreklerinde taşırlarda

Yalnız minik yüreklerin sevdiğini

Nerden bileceksin

 

Ziller çalar

Zaman döner mevsim şeritlerinde

Emekliliğe çağırır

Titreyen ellerin

Yorulan dizlerin

Bedeninin emekli olup

Ruhunun okulda kaldığını

Nerden bileceksin

 

Ölmemektir

Arkada bıraktıklarımızın

Kalplerinde yaşamak

Her gün ölmediğimi

Nerden bileceksin

                        Fevzi Ceylan-23.11.1997-Kars

“Gönlümün maviliği gitmesin gökyüzünden

  kuşların gülücüğü eksilmesin yüzünden

 

kar yağsa da bu sessiz vadiye gün batmasın

yapraklar üşüse de çiçekler üşümesin”

                                   Nurullah Genç



Ey

Sevgili

Anlatmadan anlasam

Anlatacaklarını

Anlatmazsın

 

Anlatırsın

Anlayamam

Anlatacaklarını

Bakmalıyım serinliğine gözlerinin

Işıltılarına

Ve titremesine

Yalan makinesi takılmaz gözlere

Her yalan

Alarm verir gözlerde

Sevmediğini söylüyor beni dilin

Yeşil gözlerin

Ayağa kaldırmış ortalığı.

 

 

                                              FEVZİ CEYLAN

                                                   27.12.2001

Gözlerinde saadet

Bakışlarında ben varım

İyi düşün güzelim

Düşüncende ben varım

                 FEVZİ CEYLAN




Seni anlamaya çalışıyorum

ama nafile

Belki de sana

anlarsan

başkalarına da

ya da herkese

ya da hiç kimseye

Sen anlayamazsın

sen anlama özürlüsün

Yalnızca anlama özürlü değil

bütün halinde

top yekün özürlüsün

Gel

ya da gelme

Gittiğin yerde kal

Bir gökyüzüne bak

Bir de yeryüzüne

Gökyüzünde beni

Yeryüzünde kendini bulacaksın

Orkide yüzlü güvercin bakışlı

Sevgilim

                                                              

                              12.10.2001

                   f.Ceylan 


 
  
              

SARI KUŞ

 

Yaşamak için yapıyordu

Ölüm numarasını

Kısa bir süre

 

Kağıt gibiydi kanatları

Hayaller gibi ince ve sessiz

 

Avuçlarımda ölüyordu

Tehlike geçene kadar

 

Yaşamak için yapıyordu

Ölüm numarasını

Kısa bir süre

 

Tehlike geçti

Kağıt kanatlarda can

Kağıt kanatlarda gökyüzü

Gözlerde umut

 

Dolaştı odamda

Uçtu tek başına

 

Yaşamak için yapıyordu

Ölüm numarasını

Kısa bir süre

 

Süre bitti

Numara bitmedi

Halbuki

Yaşamak için yapıyordu

Ölüm numarasını.

                        Fevzi Ceylan-6 mayıs 1996

      

 

 

 

 

ŞEHLA

 

Koyu mavi ela gözlü

Hafif tatlı şaşı

Kırmızı yanaklar

Sevdalı bakışlar

Ya bu gözler şehla sevmekte

Yahut sen şehla bakmaktasın

  

                                                       12.10.2001
                                                          f.ceylan

ŞEHBAL

 

Gece örtmüş üstüme ayazını

Sevdam titremekte

Bir kepenek bul yüreğime

Yıldızları kapatsın

Çevrele  şehbal ile

Ellerim üşümesin

 

                                      12.10.2001

                                       f.Ceylan

 

Bir öğretmen öldü

Dün gece

Çocukların kokusu sinmişti

Saçlarına ellerine

Gece susmuştu endişeden

Bir sessizlik vardı

Çocukların küçük yüreklerinde

Gözlerinde korkulu bir bekleyiş

Ölüm o gün

Çocuklarla geldi

Çocuklar gibi masum

Ve güler yüzlü

Çocuk öğretmenin

Öğretmen ölüm meleğinin  elinden tuttu

Gülümsedi öğretmene ölüm meleği

Öğretmen ise çocuğa

Bir el salladı

Sınıfına ve tüm öğrencilerine

Dudakları son kez oynadı

El veda diyecekti sanki

Diyemedi.

            Fevzi Ceylan-3.10.1997-Boyuntaş

 

 

Bekleyiş

Bedenimin her azasında

Bekliyorum

Bir bilsen neler bekliyor

Bembeyaz yüreğini

Bir bilsen

Kaç kişi bekliyor yolunu

Minik parmakların ,ellerin

Taze yüreğin, gözlerin, burnun

Sen Muhammed’sin,Ahmet’sin

Mahmutsun, Mustafa’sın

Ve dahi ben baba olurken

Baba diyeceğim sana

 

Günahlarıma acı bir çığlık

İmdat diye, kurtar diye

İmdat diye diye

Yolunda Muhammed’in

Rızasını kazanmak için

 Yaradan’ın

 

Senin ellerinden tutacağım

İmdat! Muhammed!

Muhammed imdat!
Yusuf İmdat!

 

Muhammed İmdat

Hayatıma mutluluk

Karanlığıma ışık

Yüreğimde gülistan

 

Hicretsin sevdalarıma

Kılıçsın gazalarıma

Bir örümcek

İki yumurta ve bir güvercin

Kanat seslerimsin

Renginde gözlerinin

 

Saatler getir bana

Beklediğim muştuyu

Yakub’a mendil

Bana bir tutam

Cennet kokusu...

                        Fevzi Ceylan-7.01.1998

 

mevsiminde sevdanın

eser bahar rüzgarları

dolaşır sümeyye gözlerinde

iffet,asalet ve iki aşkım

nazlı gönül toprağıma

eser bahar rüzgarları

 

muammasında kayboldum

ey sevdaların esrarı

dualarımda sen dakikalarımda sen

içinde yeşermiş güllerin

nadide şüheda toprağına

eser bahar rüzgarları

 

mevsim hangi mevsimdir

ekilmez yamaçlarda karanfil

dolu dolu düşüyor yağmurlar

iklim o sevdaların iklimi

nice su dökülmemiş ölüm toprağıma

eser bahar rüzgarları

 

muştusu yeşil gözlerin

erişilmez güllerin rayihasında

devşirip gölgesinde zamanın

ilk aşkımın resmini

nameler serpilmiş sevda toprağıma

eser bahar rüzgarları

 

mehtabı seyredelim ey sevgili

esrarengiz gecelerin dibinde

delice girelim aşkın içine

ilerleyelim bulduğu hakikate

nazenin saçlarının hayaline

eser bahar rüzgarları

                                 15.5.1996

 

 

 

 
Bugün 10 ziyaretçi (18 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol